Abum Rabum




Stok Sayısı : 1
  • 96,00TL

Abum Rabum

Karısı Saray, Avram’a çocuk verememişti. Saray’ın Hacer adında Mısırlı bir cariyesi vardı. Saray Avram’a, (…) “Lütfen cariyemle yat, belki bu yolla bir çocuk sahibi olabilirim” dedi. Avram Saray’ın sözünü dinledi. (…) Rabb’ın meleği (hamile kalan Hacer’e) (…) “Bir oğlun olacak,

adını İsmail koyacaksın. (…) Herkes ona karşı çıkacak, kardeşleri onunla hep çekişme içinde yaşayacak” dedi (Tevrat, Tekvin, Bâb 16).

İbrahim’in biri köle, biri de özgür kadından iki oğlu vardır. (…)

Bu kadınlar iki antlaşmayı simgelemektedir. Biri Sina Dağı’ndandır, köle olacak çocuklar doğurur; bu Hacer’dir. Oysa göksel Yeruşelim özgürdür, annemiz odur.(…) İşte böyle kardeşler, bizler cariyenin değil, özgür kadının (Sara’nın) çocuklarıyız (İncil, Galatyalılar 4/21-31).

 

Dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan Ortadoğu… İnsanlığın beşiği ve Hz. İbrahim’in ayak izlerini taşıyan yurtlar… Ve Müslümanlar üzerinden süregiden savaşlar… Bir bakıma

Hz. İbrahim’in mirası peşindeki evlatlarının amansız mücadelesi…

Ortadoğu’da yalnızca fikirler, inanışlar, canlar değil, tarih de bir katliamın pençesinde. Artık hakikati görenler, Irak ve Suriye’de birinin kanı toprağa akarken uzaklarda kanı bitlenen birilerini, burada bir kurşun namludan fırladığında meçhul ülkelerde kabaran cüzdanları, burada annelerin ağıtları gözyaşlarına karışırken bir yerlere gizlice kaçırılan tarihi mirası fark edebiliyorlar. Oynanan oyuna insanlığın geçmişiyle hesaplaşması deniyor ama hakikatte geleceğini belirleme potansiyeline sahip.

Elinizdeki kitabı yalnızca Roma, Kudüs ve İstanbul ekseninde

bir casusluk romanı olarak değil, aynı zamanda

Mezopotamya’nın sosyal, siyasi ve sanatsal tarihi gibi de okuyacaksınız. İskender Pala’nın her zamanki yetkin

kaleminden nefes nefese bir polisiye...

(Tanıtım Bülteninden)

Abum Rabum

Karısı Saray, Avram’a çocuk verememişti. Saray’ın Hacer adında Mısırlı bir cariyesi vardı. Saray Avram’a, (…) “Lütfen cariyemle yat, belki bu yolla bir çocuk sahibi olabilirim” dedi. Avram Saray’ın sözünü dinledi. (…) Rabb’ın meleği (hamile kalan Hacer’e) (…) “Bir oğlun olacak,

adını İsmail koyacaksın. (…) Herkes ona karşı çıkacak, kardeşleri onunla hep çekişme içinde yaşayacak” dedi (Tevrat, Tekvin, Bâb 16).

İbrahim’in biri köle, biri de özgür kadından iki oğlu vardır. (…)

Bu kadınlar iki antlaşmayı simgelemektedir. Biri Sina Dağı’ndandır, köle olacak çocuklar doğurur; bu Hacer’dir. Oysa göksel Yeruşelim özgürdür, annemiz odur.(…) İşte böyle kardeşler, bizler cariyenin değil, özgür kadının (Sara’nın) çocuklarıyız (İncil, Galatyalılar 4/21-31).

 

Dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan Ortadoğu… İnsanlığın beşiği ve Hz. İbrahim’in ayak izlerini taşıyan yurtlar… Ve Müslümanlar üzerinden süregiden savaşlar… Bir bakıma

Hz. İbrahim’in mirası peşindeki evlatlarının amansız mücadelesi…

Ortadoğu’da yalnızca fikirler, inanışlar, canlar değil, tarih de bir katliamın pençesinde. Artık hakikati görenler, Irak ve Suriye’de birinin kanı toprağa akarken uzaklarda kanı bitlenen birilerini, burada bir kurşun namludan fırladığında meçhul ülkelerde kabaran cüzdanları, burada annelerin ağıtları gözyaşlarına karışırken bir yerlere gizlice kaçırılan tarihi mirası fark edebiliyorlar. Oynanan oyuna insanlığın geçmişiyle hesaplaşması deniyor ama hakikatte geleceğini belirleme potansiyeline sahip.

Elinizdeki kitabı yalnızca Roma, Kudüs ve İstanbul ekseninde

bir casusluk romanı olarak değil, aynı zamanda

Mezopotamya’nın sosyal, siyasi ve sanatsal tarihi gibi de okuyacaksınız. İskender Pala’nın her zamanki yetkin

kaleminden nefes nefese bir polisiye...

(Tanıtım Bülteninden)

Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi

Etiketler: Abum Rabum, İskender Pala, Kapı Yayınları